ADANA

12:24 Uçurtmanın Keşfi 0 Comments

         


 ADANA

Adana'yı hep merak etmişimdir. Nedeni de Adanalı ünlülerin ve arkadaşlarımın tavırlarının farklı olmasından gelir. Bir de Adana
kebapçılarında duvara asılan Taş Köprü ve Seyhan manzarasının çekiciliği her zaman ilgili çekmiştir.
Çukurova köylüsünün ağalara karşı olan mücadelesini anlatan Yaşar Kemal'in İnce Memed'i ve Yılmaz Güney'in Faytoncu Cabbar'ı
canlandırdığı Umut filmi bir yanda hırsla gelen başarının örneği Fatih Terim ve Sabancı Ailesi bir yanda... Gerçekten de Adanalılar da
farklı bir tavır bulunuyor. özgüvenleri yüksek, başarıya aç ve çok hırslılar. Her koşulda "Biz Adanalıyız" (Adanalıyık) diyerek yola
koyuluyorlar. 



Şehre gittiğimde de Adana'nın ikiye ayrıldığını gördüm. İnce Memed, Seyhan sularında taş sektirirken, bazı iş adamları nehrin kıyısında yükselen Taş Köprü manzaralı Hilton ve Sheraton Otel'den Bağdat Caddesi benzeri Ziya Paşa Bulvarı'na lüks arabalarını sürüyorlardı. Şehirde çok sayıda fabrika bulunuyor. Ticaret çok gelişmiştir.
Şehrin her yerinde yaşanan zıtlık havalimanında da kendisini gösteriyor. Çok küçük ama şehrin merkezinde yer alan havalimanı çok kullanışlı. Dönüş yapacağım gün şehrin merkezinde kebabımı yedim. Minibüse bindim, 5 dakika sonra alandaydım. Adana'nın dışarı açılan kapısı havalimanının bir arka sokağı ise yoksulluklar bölgesidir.




 Adana, 1 günde gezilecek bir yer değiL Benim de vaktim kısaydı. Bu sebeple Seyhan ve çevresinde dolanmayı tercih ettim.Gideceğim yerleri önceden belirlemiştim. Ama sağolsunlar kimi çevirdiysem yardımı esirgemedi. Adana'nın yerlileri adeta navigasyonum oldu. Gördüğüm yerler birbirine yakın yürüme mesafesindedir. Adana 5 Ocak Fatih Terim Stadı çevresinde konakladım, Tren İstasyonuna pareler Ziya Paşa Bulvarı harika bir yer. Şehrin modern ve lüks yönünü simgeliyor. Bu caddenin bir altında barlar sokağı Şinasi Efendi Caddesi yer alır. Geceyi şehrin bu tarafını gezerek geçirebilirsiniz. 



Adana Merkez Camii: Sabancı Cami, Adana Merkez Park ve Taş Köprü arasında yer alır. Devasa boyutlardadır. Nehre hakim bir konumda Shereton ve Hilton Otellerinin karşısında yer alan camiye her Adana Fotoğrafında rastlanır. Adana Merkez Park, Şehrin göbeğinde yer alıp da bu kadar temiz ve büyük olan parka az rastlanır. Yeşillik ve parkın temizliği bana Avrupa'da olduğumu hissettirdi.Taş Köprü, Yürümeye açık köprü iki yakayı birleştirir. Nehir biraz kirlidir. Köprünün karşısında da ise Sinema Müzesi yer alır.
Sinema Müzesi: İçinde afişler ve eski kamera, kostüm gibi eşyaların yer aldığı müzeye giriş ücretsizdir. Yılmaz Güney'in hapishanede yattığı süre içerisinde ailesine yazdığı el yazısı mektuplar beni çok duygulandırdı.
Kazancılar Çarşısı ve Büyük Saat Tarihi yemek yerlerinin çoğu çarşı içindedir. Kazancılar Kepabçısı en meşhurlarından biridir. Ben ise başka yerde şubesi bulunmayan Asmaaltı'nı tercih ettim. Lokum, cezerye ve helva alabileceğiniz kaliteli dükkanlar da bu bölgededir. Bunun haricinde kazancılar ve ahşap işlemecileri yer alır. Yemek konusuna ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Nerede yiyeceğime karar vermem büyük olay oldu. Her yazıda ayrı bir yer her kafadan ayrı bir ses çıkıyordu. Asmaaltı'nın haricinde Eyvan Kebap'da da yemek yedim. ikisinden de memnun kaldım.




Adana Merkezine Uzak Gezilecek Yerler:
Benim vaktim ve aracım olmadığı için yakın olmasına rağmen Seyhan baraj çevresine dahi gidemedim. Ama vaktiniz olursa mutlaka görün diyeceğim, araştırmalarım ve tavsiyeler üzerine örenebileceğim araçla gidilecek yerler: Varda (Alman) Köprüsü: Özellikle fotoğraf çekmek için harika bir köprüdür. James Bond'un çekimlerinin bir kısmı burada yapılmıştır,
Anavarza ören Yeri
Kozan Kalesi
Yılankale
Yumurtalık Plajı
Misis Mozaik Müzesi 















0 yorum:

Şirin Köy 'ŞİRİNCE'

12:17 Uçurtmanın Keşfi 0 Comments



Evlerinin mimari yapısı, evlerde üretilen meyve şarapları ve sunduğu yaşam tarzı ile görülmesi gereken bir yer Şirince,Biz kafa dinlemek istediğimizde sakin ama bir yandan da hareketli yerleri tercih ederiz. Öyle bomboş sokaklar, aşırı dinginlik bizim pilleri dolduracağına emer bitirir. Eğer siz de bizim gibiyseniz, Şirince’nin oya gibi tarihi dokusu, trafiğe kapalı sokakları, tezgah başında dikiş nakış satan güleç şalvarlı teyzeleri, insanın reset düğmesine basan şarapları, size de iyi gelebilir gelebilir.




Kıyamet efsanelerinden tanıdığımız bu küçük Rum köyünü yakından görmek, taş binalarını fotoğraflayıp lezzetlerinden tatmak hayatınızın bir kesitinde yaşamanız gereken güzelliklerden olacağına inanıyorum zannımca.



Şirince Köyü’nün girişinde sarı papatyalardan yapılmış taçlar ve köy ahalisinin el emeği bez bebekler karşılıyor bizleri. Pulları deniz kızı gibi ışıl ışıl, gölgede bile parlayan küçük bez bebekler bir arada bir tablo kadar güzel.El örmesi patikler, şallar, bez elbiseler Şirince Köyü’nün doğal güzelliğine ait birer parçaydılar sanki. Köy halkının yaşayışını, kültürünü yansıtan, oradan bir Şirince hatırası alıp evlerinde baktıkça yaşatmak isteyenler için yapılmışlar izlenimi verdiler bana…




Şirince’nin nesi ünlüdür derseniz eğer, enfes meyve şarapları, leziz zeytinyağı ve nar ekşisi, kokusu tadı damağınızda kalan dağ kekiği, mis gibi tarhanası ve doğal kalıp sabunları ilk aklıma gelenler



Taş evlerin yanından geçerken uzansanız yaşanmışlığın izlerine dokunabilecek gibi hissediyorsunuz. Güneşin değdiği tozlu sokakları adımlayarak daha da tepelere tırmanıyorsunuz.
Taş evlerin yanından geçerken uzansanız yaşanmışlığın izlerine dokunabilecek gibi hissediyorsunuz
Olur da yolunuz düşerse bu büyülü köye uğramadan gitmek biraz ayıp olur...





0 yorum: